REHBERLİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
REHBERLİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Kasım 2015 Pazar

Uyku Düzeni

Uyku Düzeni



Ders çalışırken veya başka bir iş yapıyorken uykusuz olmak bütün konsantrasyonu yok eder. Her ne yapıyorsak başarısız oluruz. Daha kısa sürede daha iyi çalışmak için, daha verimli olabilmek için iyi bir uyku ve bunu düzenli bir şekilde sürdürebilmek oldukça önemlidir. Peki ne kadar uyumalı, nasıl uyumalı?  

İdeal uyku süresi günde 8 saat fakat yetişkin biri için 6 saat da çoğu zaman için yeterli oluyor. Bu sebeple ya 8 saat aralıksız gece uykusu ya da 6 saat aralıksız gece uykusu + yarım saat öğle uykusu size tavsiye edebileceğim seçenekler.

Bazılarımız öğle vakti uyuyamaz, ne yaparsa yapsın uykuya dalamaz  veya boş vaktiniz yoktur, okuldasınızdır. Bu kişiler için 8 saat gece uykusunu öneririm. Mümkünse akşam saat 22-23 gibi uykuya dalıp sabah 7'de kalkarsanız bu sizin için en iyi uykuyu sağlar ve sabah dinç ve konsantre bir şekilde kalkarsınız. Ayrıca sabah saatlerini, yani beynin çalışmasının en iyi olduğu saatleri kaçırıp uyanmayı sabah 10-12'de yapma alışkanlığı olanlar da bunu bir an önce bıraksın. Bütün verimli vakitleri çöpe atmaktan kurtulursunuz.

Bazılarının da uyku düzeni biraz karışıktır. Gece çalışır mesela veya sabah erken kalkması gerekir. Bu durumda yeterli sürede uyuyamaz ve uykusuz kalır. Bunun için ilacınız olabilecek şey ise öğle uykusu. Yarım saatlik bir öyle uykusu gece yapacağınız 2 saatlik uykuya bedelmiş. Uykusuz olduğum zamanlar ben de çok kez denemiş ve canlandırıcı etkisini bizzat hissetmiştim. Fakat bu öğle uykusunun önemli birkaç noktası var. Adı öğle uykusu olduğu için öğle saatlerinde yapmak şart. En uygun vakti 11 ile 15 saatleri arasında, yarım saat maksimum da 1 saat yapılması şeklindedir. Saat 15'ten sonra yapılırsa sersemlik hissi verir ve çok daha kötü hale gelirsiniz. Gününüz boşa geçer. Ayrıca 1 saatten uzun uyumak da derin uykuya dalacağınız için yine sersemlik yapar ve uzun süre kendinize gelemezsiniz.Bunlardan kaçınmak için uygun saatler dahilinde tavsiye edilen süre boyunca uyuyun.  


10-12 saat uyuyan uykucu arkadaşlar da mutlaka bu süreyi kısaltmaya çalışsın. Gerekirse on tane alarm kurun yine uyanın. Çünkü inanın 12 saat uyku ile 7 saat uyku arasında hiçbir fark yok. Peki neden her gün hayatınızdan boşuna 5 saatiniz eksilsin ?

Motivasyon [Steve Jobs]

Motivasyon [Steve Jobs]



Buraya motivasyon için size uzunca bir yazı yazabilirdim. Fakat ne yazarsam yazayım bu alanda Steve Jobs'ın yaptığı konuşmadan daha etkili olmayacağım için sizleri Apple dahil birçok şirketin kurucu ceosu ve akıllı bilgisayar, akıllı telefon gibi cihazları icat ederek bu yazıyı okumanızı olanaklı kılan kişinin Harvard University'deki mezuniyet konuşması ile baş başa bırakıyorum. Lütfen videoyu sonuna kadar izleyin. Hayatınızı değiştirebilir.




Steve Jobs'ın yaptığı bu konuşmada vermek istediği 3 mesaj vardı:

Birincisi: Gelecekte ne olacağını kimse bilemez. Neleri doğru yaptığımızı ancak gelecekte görebiliriz. Bu süreçte meraklı olup kendimizi geliştirmeliyiz. Yaptığımız bazı davranışlar yanlış olarak görülebilir. Fakat bu, gelecekte vereceğimiz diğer kararlardan çok daha fazla önemli bir karar olabilir. Bu süreçte yapmamız gereken en doğru şey kalbimizin sesini dinlememiz olacaktır.

İkincisi: Her ne olursa olsun sevdiğiniz işin peşinden gidin. Sevmediğiniz bir iş için boşa zaman harcamayın. Sevilmeyen bir iş zorunluluktur, sevdiğiniz bir iş ise size bir oyun gibi gelecek ve keyif verecektir. Yaşamınızın yarısından fazlasını geçireceğiniz iş hayatında keyif almak mı istersiniz yoksa her gün yaptığınız mesleğe küfretmek mi?


Üçüncüsü: Her gününüzü yaşamınızın son günü gibi yaşayın. Ölümü düşünün. Ölüm karşısında beklentilerinizin, küçük düşmenizin, başarısızlık korkularınızın hiçbir değeri kalmaz. Bugün son gününüz gibi yaşarsanız ileride yapamadıklarınız için pişman olmayacaksınız. Yaptığınız fakat başarısız olduğunuz konular için de en azından elimden geleni yaptım diyebilirsiniz. Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok

Motivasyon Arttırmak İçin Öneriler

Motivasyon Arttırmak İçin Öneriler




Bazen masaya oturur şöyle bir ders çalışırsınız fakat kalkınca aslında hiçbir şey anlamamışsınızdır. Bazen de öyle bir istekle, hırsla oturur bir çırpıda kitabı bitirir ve hepsini çok iyi bir şekilde öğrenmiş olursunuz. İşte verimli çalışabilmek için bu gaza gelme, yani yüksek motivasyon durumu ve bu durumun sürekliliği başarılı olmak için olmazsa olmazdır. İşte bu yüksek motivasyon durumu için size birkaç öneri:



# Hedefini belirle. Hangi mesleği seçtiysen o alandaki en iyi üniversiteleri hedefle. Onları gez. Kazanma hırsın olsun. Ders çalışırken hep aklına hayalindeki üniversite gelsin. Nereyi hedefliyorsun dediklerinde (misal) Boğaziçi de. Gülüyorlarsa sen de onlara gül. Başarıya inanmayan başaramaz. Yüksekleri hedeflersen en kötü ortalama bir üniversiteye gidersin. Bu da senin için üzücü olmaz. Fakat ortalama yerleri hedeflersen ya kötü yerleri kazanırsın ya da hiç kazanamazsın. İyi bir üniversite hedefi her zaman için yüksek motivasyon sağlayacaktır.


# Planlı çalış. Planlı çalışmak plana sadık kaldığınız sürece iyi bir moral kaynağıdır. Ne kadar ilerlediğinizi, kaç konu bitirdiğinizi, kaç soru çözdüğünüzü görmek daha fazlasını yapmak için motive eder. Bu yüzden plan hazırlarken mümkün olabildiği kadar uyabileceğiniz planlar hazırlamaya dikkat edin.


# Verimli çalış. On saat bildiğiniz konulara çalışacağınıza bir saat zorlandığınız bir konuyu çalışmak çok daha verimli olacaktır. Bu şekilde netleriniz giderek artacak bu da sizi daha çok mutlu edecektir.



# Severek çalış. Belki de en önemli madde. Severek çalıştığınız bir derste başarılı olmamak için, full yapmamak için hiçbir sebep yok. Daha başarılı olabilmek için tüm dersleri sevmeye çalış. Hiçbir ders için ön yargılı davranma. Ben matematik yapamıyorum sakın deme. Bu şekilde baştan kaybedersin. Matematik mi bir bakayım yaparım herhalde diye düşün. Zorlanıyorsan bile asla pes etme. Bir kez çalışırsın olmaz, ikincide olmaz, üçüncüde mutlaka başaracaksın.

Ders Çalışırken Sağlığınızı İhmal Etmeyin

Ders Çalışırken Sağlığınızı İhmal Etmeyin



Ders çalışmak çoğu zaman sıkıcı olabildiği gibi yorucu bir etkinliktir de. Kimi zaman hasta oluruz fakat çalışmaya, okula gitmeye devam ederiz. Adeta hayatımızı gireceğimiz bir sınava adarız. İşte bu yazımızda sağlık ve sınav ilişkisine değineceğim.

Ders çalışmak stresli bir etkinlik. Bu süreçte stresten kaynaklanan bazı rahatsızlıklar görülebilir. Bağışıklığımız zayıflar grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara daha sık yakalanırız. Tıpkı her besininin fazlasını yemenin zararlı olduğu gibi uzun süreler ders çalışmak da zararlıdır. Mola vermeden uzun süre çalıştığımızda kaslarımız, eklemlerimiz hareketsiz kaldığından karıncalanmalar, kramplar sık sık görülmeye başlar. Fiziksel aktivite azlığından kilo alırız. Özellikle masa başında atıştıranlar, takviye ilaç kullananlar bu ders çalışma sürecinde obeziteye varacak kadar kilo alabiliyor. Bu da birçok ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Şeker, kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi ciddi tehlikeler ortaya çıkabiliyor.

Peki tüm bunlara neler çözüm olabilir? Sağlıklı bir ders çalışma için öncelikle sağlıklı bir birey olmamız ve bunun sürdürülebilirliği önemli. Çalışmalarımızı mutlaka belirli aralıklarda mola vererek sınırlandırmalıyız. Bu molalarda ayağa kalkıp basit egzersizlerle kas-iskelet sistemimizi rahatlatacak bir şeyler yapabiliriz. Sık sık odayı havalandırmak iyi gelecektir. Kaliteli ve yeterli bir uyku olmazsa olmaz. Dengeli beslenmek ve atıştırmalardan, fast fooddan uzak durmak da sağlıklı olmak için şart. Bunun dışında ders çalışmanın yanında mümkünse bir spor dalıyla ilgilenmek, en az bir hobimizin olması, arada bir arkadaşlarla buluşmak hem sağlığımız hem de psikolojimiz için çok faydalı olur.


Diyelim hafif bir hastalığa yakalandık. Tam olarak iyileşmeden ders çalışmayı, okulu filan bırakın. Hiçbir şey sağlığınızdan önemli olamaz. Bunun gibi ciddi hastalıklarda da çalışmanıza ara verin. Sınava girme hakkı her sene var. Gerekirse seneye girersiniz. Üniversite hayatınızı bir yıl ertelemiş olursunuz. Mezuna kalmaktan da korkmayın. Önemli olan sağlığınız. Kaliteli bir yaşam sürmedikten, sevdiğiniz insanlarla mutlu bir şekilde yaşamadıktan sonra Boğaziçi'ni kazansanız ne fark eder! Sınavlar hayatınızın amacı olmasın, amaçlarınıza ulaşmak için kullanacağınız araçlar olsun.



Ders Çalışırken Uyaranlardan Uzak Durun

Ders Çalışırken Uyaranlardan Uzak Durun



Ders çalışırken yanımızda bir cep telefonunun veya buna benzer bir uyaranın olması verimli bir çalışmanın önüne geçer. Sık sık dikkatimizin bozulmasına sebep olur. Bu sebeple etkili bir çalışma için uyaranlardan uzak ders çalışmak şart. Bu yazımızda ders çalışırken en verimli şekilde çalışabileceğimiz bir ortam ve tam konsantrasyon için nelerden uzak durmamız gerektiğine değineceğim.





Cep Telefonu

Ders çalışırken cep telefonu bir numaralı düşmanımız olsun. Cep telefonları genel olarak kolay taşınır, akıllı ve çekici bir araçtır. Bu çekici araç bizi sürekli kendine çeker. Özellikle internete sahip akıllı telefonlar çok daha fazla çekici gelir. Yakınımızda bir cep telefonu olduğu sürece dersi bırakıp sürekli telefonu kullanmak (oyun oynama, arama yapma, chat vb) isteriz. Aklımız sürekli telefona gider ve bir türlü derse konsantre olamayız. Bunun önüne geçmek için ne yazık ki telefonu kapatmak bile yeterli olmuyor. Çünkü açmak dahi çok kolay ve kısa zaman alıyor. Bu yüzden yapılacak şey ya başka bir odaya koymanız ya da bir tanıdığınıza emanet etmek olmalı. Aksi taktirde telefon kullanma isteği ders çalışma isteğinizin önüne geçecektir. Peki hiç mi telefon kullanmayalım? Tabiki de kullanabiliriz. Boş zamanlarınızda kullanın da. Ancak ders çalıştığımız zamanlar uzak durmakta büyük fayda var.


Bilgisayar

Bilgisayar da yine cep telefonlarımız gibi akıllı, çok fonksiyonlu ve çekici bir araç. Chat, internet ve bilgisayar oyunları gibi kendine çeken birçok özelliği var. Bu sebeple bağımlılık yapma ihtimali de büyük. Tavsiyem bilgisayardan uzak durmak. Mümkünse tamamen kaldırmak. Çünkü zamanınızı boşa geçirebileceğiniz ve bağımlılık yapan o kadar çok şey var ki bu bilgisayarda ders çalışmanıza büyük engel oluyor. En azından sınavlar geçene kadar bir tanıdığınıza verebilir veya tamamen kapatıp bir dolaba koyabilirsiniz. İnanın çok daha etkili bir şekilde daha fazla ders çalışacaksınız.


Televizyon

Televizyon da yine izleme vaktinize göre ders çalışmanıza engel olabilecek bir araç. Kimileri var saatlerce izler kimleri azıcık bakıp kapatır. Bir de dizi bağımlıları var. Tavsiyem dizi gibi sürekli takip gerektiren yayınları izlemeyi tamamen bırakmanız şeklinde. Bu şekilde kendinizi izlemek zorunda bırakmazsınız. Tamamen bırakmak çok daha faydalı ama bu şekilde de çok fazla boş zaman kalıyor. Bu sürede kitap okuyabilir veya bir hobinizle ilgilenebilirsiniz ancak bunu yapamayanlar da maksimum 2 saat televizyon izleyebilir. Tabiki takip gerektiren diziler, yarışmalardan uzak durmak şartıyla.


Müzik

Müzik ruhun gıdası. Bunaldığınızda sizi rahatlatacak bir şeyler şart. Bunun için de müzik dinlenebilir. Ancak ders çalışma anında bundan uzak durmakta fayda var. Çünkü aklınızı tamamen derse vereceğinize bir kısmını şarkıya verip dikkatinizi dağıtıyorsunuz. Bu öğrenme kapasitenizi azaltacaktır. Bu hem sözel hem sayısal tüm dersler için geçerlidir. Müzikle ders çalışılmamalı. Ancak diğer boş zamanlarınızda da müzik dinlemenin bir sakıncası yok. Bir de sınavlara yakın zamanda aklınıza karışmaması için müzik dinlemeyi tamamen bırakmanızı tavsiye ediyorum. Sınava 1-2 hafta kala müziği tamamen bırakmak şart. Yoksa o heyecana  müzik de eklendiğinde sınav anında aklınıza saçma melodiler geliyor ve dikkatiniz dağılıyor. Zaten kısıtlı olan zamanı değerlendirmek çok daha zorlaşıyor.

Not Defteri

Not Defteri




Sınava çalışırken önemli noktaları not edebileceğiniz bir not defterinizin olması şart. Aksi taktirde bütün bu çalışmalarınız zamanla unutulacaktır ve tüm çalışmalarınız boşa zaman kaybı olacaktır. Bu yazımızda not defterinin, not almanın önemine ve nasıl doğru not alınacağına değineceğim.


Neden not tutmalı? 
Söz uçar yazı kalır diyeceğim, biraz klasik de olsa doğru. Çalışacağınız şeylerin çoğunu unutacaksınız. Fakat yazarak ve tekrar ederek çalıştıklarınıza iyi bir kalıcılık sağlayabilirsiniz. Bunun en basit yolu da not defteri tutmaktır.


Neden not defteri? 
Cep telefonu veya bilgisayara not tutmak biraz mantıksız. Bu araçlar dikkat dağıtıcı cihazlar. Telefona not almak için geçersiniz bir bakmışsınız eski arkadaşınızla chatleşiyorsunuz. Bunlara kapılmamak için ilkel yöntem kağıt kalem kullanmak en iyisi. Defteri taşımak zor olacağından not defteri tercih etmek en mantıklısı.


Doğru not defteri nasıl olmalı? 
En iyi not defteri sizin not alma alışkanlığınıza uyan not defteridir. Çok not alıyorsanız kalın bir not defteri veya direkt bir defter alabilirsiniz. Az not alıyor veya sadece en önemli kısımları yazıyorsanız normal bir not defteri işinizi görecektir. Yalnız alacağınız defterin kapağı ve spiralinin sağlam olduğuna emin olun. Sene boyunca kullanacağınız için sağlam olması şart. Emekleriniz boşa gitmesin.


Nasıl not almalı? 
Cevap kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir ancak genel olarak açıklamaya çalışacağım.

Matematik, Fizik gibi sayısal ve formül/işlem ağırlıklı derslerde yalnızca formülleri not etmeniz yeterli. Tüm örnek soruları not defterinize yazamayacağınız için yapmamak daha iyi, ancak soruyu kesip defterinize yapıştırmak şeklinde yapılabilir. Formül ezberlemek için not defterinizi kullanmak faydalı olacaktır. Soru çözerken formülünü bilmediğiniz bir soruyla karşılaşınca açın defterinizden bakın formüle. Bu şekilde birkaç kez yapınca formülü zaten ezberlemiş oluyorsunuz.

Edebiyat, Tarih gibi sözel derslere çalışırken anlatılanları kısaca özetleyerek yazmaya çalışın. Mümkün olduğu kadar kısa. Detaylara girdiniz mi o defterin sayfaları size yetmez olur zaten. Bu yüzden konuyu en kısa şekilde, gerekirse anahtar kelimeler yazarak özetleyebilirsiniz. Bu durumda detaylara çalışmak için tekrar konu anlatımına başvurmanız gerekecek. Bunu da yaparsınız artık.

Biyoloji, Kimya gibi fen ve sözel karışımı dersler için de yine konuyu kısaca özetleme, gerekirse formülleri yazma yolunu kullanıyoruz. Bunlara ek olarak çiziminiz iyiyse biyolojideki görselleri çizmenizi de öneririm. Yazıya görsel eklemek bilginin kalıcılığını artırmak için çok faydalı bir yöntem. Aynı şekilde matematik ve geometri gibi diğer derslerde de görsel kullanılmasında fayda var.



Notlarımızı sonra ne yapacağız? 
Not defterimizi yazıp köşeye atmıyoruz tabiki sürekli yanımızda bulunduruyoruz. Soru çözerken takıldığımız, unuttuğumuz yerlere hemen defterimizden bakıyoruz. Bunu tekrarlaya tekrarlaya eksik konunuz kalmayacaktır. Defterinizi otobüste filan yoldayken okuyabilirsiniz. Tekrar amaçlı olarak çok faydası dokunur. Özellikle de uzun yol gidenlere. Okul sınavlarınıza çalışırken tekrar amaçlı kullanabilirsiniz. Son olarak üniversite sınavından önce son bir hafta mesela defterin her satırını, her formülünü ezberlemeye çalışın. Gerçekten çok faydası olacaktır. Bu şekilde 4-5 fizik sorusu yapmışlığım var. Size de öneriyorum.

6 Kasım 2015 Cuma

FELSEFEYLE ALAKALI SİZİN TÜM SORULARINIZ VE CEVAPLARINIZ

FELSEFEYLE ALAKALI SİZİN TÜM SORULARINIZ VE CEVAPLARINIZ

Felsefe dersi konu dağılımı bakımından ikiye ayrılır:
a) Felsefe Tarihi
b) Sistematik Felsefe
Felsefe dersini öğrenmenizin amacı; en genel anlamda size düşünme yeteneği kazandırıp yorum gücünüzü geliştirmektir. Ayrıca size önyargısız ve hoşgörülü olmayı öğretir. Felsefe dersi sorgulama, eleştirme, değerlendirme yapma ve kavrama yeteneğini de sizlere kazandırır.
Felsefe soruları genellikle paragraf tipli sorulardır. Bu nedenle okuma ve anlama ile ilgili problemlerinizi öncelikle halletmelisiniz. Soruyu anlamadan seçeneklere geçmemelisiniz. Değişik gelen, bilinmeyen kelimelerin altı çizilip mutlaka anlamlarını öğrenmelisiniz. Sorular çözülürken önce soru kökünü okumalı, ardından paragrafa geçmelisiniz. Sözel ifadeleri güçlendirmek, yorum gücünü arttırmak, mantıklı ve sistematik düşünmeleri sağlamak bakımından felsefe sorularının çözümü önemlidir.

TARİHLE ALAKALI SİZİN TÜM SORULARINIZ VE CEVAPLARINIZ

TARİHLE ALAKALI SİZİN TÜM SORULARINIZ VE CEVAPLARINIZ

TARİH DERSİNİN İÇERİĞİ
Tarih geçmişte yaşanmış olayları, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde inceleyerek bugüne ışık tutan bir bilim dalıdır. Tarihin asıl amacı, bugünü düne bağlamak, günümüz olaylarını, geçmiş olayların ışığı altında yorumlamaktır. Geçmişteki önemli olayları o günün koşulları içerisinde değerlendirir ve güncel olayları inceleyen bilim dallarına yol gösterir. Bu dersin içeriğindeki konular deney ve gözlemden uzak, bulgu ve belgelere dayanılarak kronolojik olarak incelenir.
TARİH DERSİNE AİT SORULARIN ÖZELLİKLERİ
. Paragraf soruları cevabı paragrafta bulunan sorulardır
. Sadece ön bilgi amacıyla verilip bizlerden yorum istenen sorulardır; bu sorularda paragrafla seçenekler arasında bağlantı kurulması gerekir böylece yorum gücümüz yoklanır.
. Herhangi bir kavramla ilgili gelen sorulardır
. Öncüllü sorular birbirine çok yakın, çeldirici seçeneklerin yer aldığı ve kavramların iyi anlaşılabilmesine dönüktür. Bu tip sorular öğrencinin özellikle bilgiyi analiz gücüne, akıl yürütme, yorumlayabilme kabiliyetine ve dikkatli okuyarak soru kökünde istenilene varabilme gücünü ölçen sorulardır.
. Bilgi soruları öğrencide varolan daha önce aldığı bilgilerin doğruluğunu ölçmeye yarayan sorulardır
. Dikkati ölçen sorular ise özellikle öğrencinin; sorunun konuyu ele alışı bakımından doğru cevabını seçmesine yönelik, dikkat ve bilgiyi kullanabilme gücüne sahip türden sorulardır.

Tarih testi nasıl çözülmeli?

v Tarih dersi kolay öğrenildiği kadar kolay da unutulan bir ders olma özelliğini taşır. Ezber gücüne dayalı bir ders sanılması yanlış bir kanıdır. Bu nedenle geçmiş konuların belli aralıklarla tekrarıyla birlikte düzenli bir şekilde test çözmelisniz,
v Soruları çözerken sorunun açıklama bölümü ve esas vurgulanan kısmı çok iyi okunmalısınız,
v Sorular dikkatli okunmalı, sorunun mantığı kavranılmadan çözüme geçilmemelisiniz,
v Çözülemeyen sorular için konu yeniden gözden geçirilmeli, hatta çözümlü sorulara, benzer soruların çözüm yöntemlerine bakılmalısınız,
v Soruların olumlu veya olumsuz olduğuna dikkat edilmelisiniz,
v Soru okunurken, ipucu olabilecek notların altı çizilmelisiniz,
v Test çözerken eleme yöntemi kullanılabilirsiniz,
v Kesinlikle ilk seçeneğe bakıp da onun doğru olduğunu diğerlerini okumamazlık etmeyiniz.

COĞRAFYA DERSİ HAKKINDA SORULARINIZ CEVAP BULDU

COĞRAFYA DERSİ HAKKINDA SORULARINIZ CEVAP BULDU



Coğrafya testi nasıl çözülür?

v Sorunun ne istediği iyi anlaşılmalı, olumlu ya da olumsuz olduğu tespit edilmelisiniz,
v Her seçeneğin doğru cevap olduğu düşünülerek bütün seçenekler iyi okunmalısınız,
v Coğrafya dersi tarih, felsefe gibi bir sosyal ders değildir. Sadece bilgi ile hareket edildiğinde gerekli başarıya ulaşılamaz. Özellikle yorum, grafik okuma ve basit sayısal özellikler bilmelisiniz,
v Tablo, grafik sorularında verilen bilgilere dikkat edilmeli ve seçenekler ile ilgisini kurmalısınız,
v Soruyu okuduğunuz zaman soruyla ilgili hiçbir fikriniz yoksa bile mutlaka seçenekleri okuyunuz. Seçeneklerdeki bilgiler sizi bazen doğruya götürebilir. Örneğin seçeneklerde üç ya da dört seçenek aynı özelliği ifade edip, benzer şeyler olabilirler. O zaman hiçbirisi doğru cevap olamaz,
v Doğru cevaba ulaşmak için seçeneklerin elenmesi yöntemi coğrafya dersi için oldukça geçerlidir, iki seçeneğe indirildiği zaman, ilk düşünülen seçeneğin işaretlenmesinde sakınca yoktur,
v Sınavdan önce dünya ve Türkiye haritalarını incelemekte yarar vardır, önemli doğal ve beşeri olayların yerlerini bilinmeniz sizin için faydalı olacaktır,
v Ed.-Sos.-2 testlerinde, soruların doğrudan bilgi ölçen sorular şeklinde olmayacağı, bilgi gerektiren ancak kavrama düzeyini ve analitik düşünceyi de ölçen sorular sorulmaktadır. Bu nedenle bu alanla ilgili bol soru çözülmelisiniz, bu sayede hem öğrenilen bilgiler pekişir hem de kavrama düzeyi ve analitik düşünmeyi sağlama gelişecektir

MATEMATİK DERSİ HAKKINDA SORULARINIZ CEVAP BULDU

Çalışma stillerine geçmeden önce şunu belirtmeliyim ki herkes farklı çalışır ve matematik için tek doğru bir çalışma şekli yoktur. Burada birçok çalışma stilini bulacaksınız fakat zaman gibi çeşitli sorunlardan dolayı bütün bu yolları deneyebileceğinizi sanmıyorum. Bu bir sorun değildir. Tamam hepimiz farklı çalışırız ve bize sorulursa biz herzaman yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalıştığımızı söyleriz. Bence, burda vereceğim tekniklerle halihazırda çalımaya ayırdığınız zamanınızla en iyisini yapabilirsiniz.
Şimdi, bu yazıyı okuyan iki tip insan olduğunu söyleyebilirim; aldığı notla mutlu olanlar ve söyleyeceğim şaylere ilgi duyanlar diğerleri de aldığı notlarla mutlu olmayıp kendilerini geliştirmek için fikir arayanlardır. Şimdi bu gruplar hakkında kısa değerlendirmelere bakalım.
Eğer rutin bir çalışma alışkanlığınız var ve matematik derslerinden aldığınız notla mutluysanız bu yazıyı ilginç bulacaksınız. Tabii ki eğer başarılıysanız önceki çalışma stilillerinizi değiştirmek zorunda değilsiniz. Fakat en azından vereceğim stillerle bir karşılaştırma yapma şansı bulacaksınız.
Eğer matematikten aldığınız notlardan memnun değil ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız çalışma stillerine geçmeden önce bilinen bazı şeyleri hatırlatmak da yarar var. Matematikten durumu zayıf olan insanlar üç gruba ayrılırlar.
Birinci ve en geniş grup düzenli çalışma alışkanlıkları olmayan ya da matematiğe nasıl çalışacağını anlayamayanlardır. Bu kategorideki öğrenciler vereceğim stillerden hepsini uygulayamasa da bunlardan faydalanmalı ve kendisini geliştirmek için geterli sayıda stilleri takip edebileceğinden eminim.
Sıradaki kategori hergün birkaç saatini çalışmaya ayırdığı halde matematiği iyi yapamayanlardır. Bu gruptaki öğrencilerin çoğu yetersiz çalışma alışkanlıklarından çok şikayet ederler. Umarım bu notlar daha verimli çalışmanıza yardımcı olur ve zamanınızı boşa harcamamış olursunuz.
Son kategori ise çalışmaya yeterli zaman ayırmayan öğrencilerdir.Bu gruptaki öğrencilerin durumu çok çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bazıları ailevi nedenlerden ya da işte çalışmaktan dolayı matematikten başarılı olabilmeleri için gereken zamanı bulamıyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse eğer sizde bu durumdaysanız belki bu yazıyı okuduktan sonra daha verimli çalışırsınız ve sizin için bundan başka yapacak pek bir şey yok. Bu gruptaki öğrencilerin çoğu ne yazık ki bu grupta olduklarından habersizdirler. Çoğu da bir matematik dersinden başarılı olabilmek için ne kadar zaman harcanmasını gerektiğini bilmez. Öyleki bu yazı size daha çok çalışmanız gerekeceğini anlamanıza yardımcı olacaktır. Çoğu insan da kendisi için matematikten daha önemli şeylerin olduğunu düşünür ve önemsiz gibi gördüğü matematiğe zaman ayırmak istemez. Bu tamamen sizin için bir karar olmasının yanında doğal olarak matematik dersinizi geçmeniz için ona zaman ayırmanız gerektiğini düşünebilmelisiniz.
Hangi grupta olduğunuzu az çok biliyorsunuz. Şimdi çalışma stillerine geçebiliriz. Çalışma stillerini gruplara ayırmaya çalıştım ve bazı klişe sözleri gerektiğinde ekledim mesela ev ödevlerinizi yapmanız, sınavlara zamanında çalışmanız gibi… Fakat tüm çalışma stillerini üç ana gruba ayırabiliriz.
Matematik İzleme Sporu Değildir 
Sadece okula gidip, sınıfta hocayı izleyerek ve tahtayı deftere geçirerek hayatta matematik öğrenemesiniz. Matematik öğrenmek için her adımda aktif rol almalısınız. Derse kesinlikle katılmalı ve dikkatle öğretmeni izlemelisiniz. Çok güzel ve özel not almalısınız. Öğretmen çalışma sorusu vermese bile oturup sorular üzerinde kafa yormalısınız. Sadece sınavdan önce değil devamlı çalışmalı ve düzenli bir çalışma alışkanlığınız olmalı. Başka bir deyişle öğrenme sürecinde siz de kendinizi aktif hissedebilmelisiniz.
Gerçek şu ki öğrencilerin çoğu matematikten geçmek için çok çalışmak zorundadırlar ve genel olarak diğer derslere oranla daha çok çalışmalıdırlar. İsterseniz bildiğiniz gibi yapın ve sınav öncesi sabahlara kadar çalışın ve göreceksiniz ki matematiği geçmek hiç de öyle kolay değil.
Eğer matematik öğrenme srecinde aktif rol almak istemiyorsanız okulda ya da dışarda herzaman matematikle başızın derde girecektir.
Matematik Kurallarını Anlamaya Gayret Et 
Bir tarih dersini sadece birkaç tarih, isim ve olay ezberleyerek geçebilirsiniz. Fakat bir matematik dersi için sadece kuralları ezberlemek yetmez çok daha fazlasına ihtiyaç var. Önemli olan ezberlediğiniz bir kuralı nasıl kullanabileceğinizdir. Bu ise hiç de kolay değil.
Çoğu formullerin özel durumları vardır. Bu özel durumları mutlaka bilmeniz lazım. Zaten ÖSS, SBS, KPSS gibi SEÇME ve ELEME sınavlarında genellikle kuralların kendisi değil bunların özel durunmları ile sorular hazırlanır. Mesela “iki kare farkı” formülünü kullanabilmek için önce bu formulün en basit halini bilmen lazım. Eğer formulü yanlış öğrenmişsen ya da hatırlayamıyorsan doğal olarak doğru cevabı bulamazsın.
Diğer formuller de bazı genel bilgilerdir ve sorunun tümünden ziyade çözümün bazı aşamalında kullanmanız gereken kurallar ya da hintlerdir. Eğer formulun nasıl kullanılacağını ve bu formulun altında yatan düşünceyi bilmezsen o formulü kullanmak çok zor olacaktır. Mesela bir calculus/analiz dersinde parçalı integral(integration by parts) alma formulünü ezberlemek hiç de zor değil. Fakat formulu iyi anlamamışsan hangi kısmın integralini alacağını bilmiyorsan formul bir işine yaramaz.
Matematik Birikimle Olur (cumulative’dir) 
Matematik dersinde herşey birbirine bağlıdır. Eski bilgileri doğru öğrenememişsen yenileri öğrenmede zorluk çekersin. Bir sonraki dersi alabilmek için önceki derslte öğrenmen gerekeni öğrenmiş olmalısın. Mesela lisede öğrendiğin türev-integral konularının çok zor olduğunu düşünürsün. Bir integral alabilmek için “ dört işlem, çarpanlara ayırma, denklem çözme, trigonometri, üslü ve köklü syaılar”, kısacası cebir ve geometriden birçok konuyu öğrenmiş olman gerekiyor. Bu da demek oluyor ki lise veya üniversitede matematikten başarılı olmak için taa ilkokuldan itibaren bütğn konuları en doğru biçimde öğrenmiş olman gerekiyor.
Şimdi bu üç öneri cepte dursun ve matematik öğrenmek için bazı spesifik detaylara inelim. Bazı öneriler birçok yerde karşınıza çıkacak ki bunlar ya süper önemli şeyler ya da diğer grupların altında da bulunmsı gereken şeylerdir.

MATEMATİK ÇALIŞMAK İÇİN GENEL STRATEJİLER
Burda vereceğim genel tavsiyeler bir kısmı önemli olduğu içinbir kısmı da diğer gruplar altında yer alamadığı için burda yeralmaktadırlar.
Okula Git: Matematiğin birikimle başarılabileceğini hatırla. Eğer derse gitmezsen sonraki derslerinde kullanman gerekecek çok önemli bilgileri ya da anonsları kaçırmış olursun.
Derse Zamanında Gir: Bazen ömenli duyurular sadece dersin ilk birkaç dakikasında yapılır.
Sınıfta DİNLE: Sınıf dışına kendinle beraber birşeyler taşıyabilmek için sınıf içinde dinlemelisin. Bu genellikle zor gelebilir ama yapmalısın. Bazen önemli şeyler tahtaya yazılmaz, sacede konuşulur. Öğretmenin vurguladığı şeyler bazı kelimeler bile olsa dikkatle dinle. Bu söylenen şeyin önemli olduğunu gösterir. Öğretmenin konunun önenmli olduğunu vurgulaması o konunun sınavda çakıcağının habercisidir!
Çok Güzel Not AL: Tahtaya yazılan herşeyi deftere geçirmeye çalış. Hocayı izlerken kolay gibi gözüken bazı şeyler genelikle sıra sana geldiğinde sana çok zor gelecektir. İyi not alırsan problemlerin nasıl çözüldüğünü daha rahat hatırlayabilirsin. Çünkü öğrenme sürecinde ne kadar çok duyu organın aktif ise o kadar çok kolay öğrenirsin. Bazı hocaların dersinde herşeyi deftere yazmak zor olabilir fakat yine de özellikle hocanın üzerinde durduğu noktalar olmak üzere önemli yerleri elinden geldiğince not almalısın.
Bu bir önceki öneriyle çelişiyor gibi görüneilir. “ hocam hem çok iyi dinle hem de çok iyi not al diyosunuz, aynı anda ikisini yapamam ki!” diyorsanız yanılıyorsunuz. Evet, dersi çok iyi takip etmek hem de çok iyi not almak aynı anda zordur fakat yaptıkça alışacaksınız ve yapabildiğinizi göreceksiniz. Tahtayı deftere geçirirken aynı zamnda da dersi takip edebilen gözü açık bir öğrenci olmalısınız.
Yine de eğer hem not almak hem dersi takip etmede zorluk çekerseniz o zaman yanınızda bir kayıt cihazı getirip hocadan izin almak kaydıyladersi kaydedin sonra önemli notları deftere geçirirsiniz.
Soru Sor: Eğer birşeyi anlamadıysan ya da hiç bir şey anlamadıysan mutlaka hocaya soru sor. Ne demiş atalarımız “isteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü”. Unutmayın yalnız değilsiniz sizin gibi anlamayan birçok insan var ama önemli olan soru sorma cesaretinizi kendinizde bulmaktır.
Başkaları Soru Sorarken Dinle: Diğer arkadaşların hocaya soru sorarken hem soruyu hem de cevabı dikkatle dinlediğinden emin ol. Belki de senin sormaya çekindiğin şeyi o sormuştur ya da onun sorduğu şey senin aklına hayatta gelmemiştir.
Dersten Sonra Notlarına Göz Atıp Konuyu Tekrar et: Her dersten sonra mutlaka o dersin notlarını tekrar etmelisin. Sınıftayken anlamada zorluk çektiğin konu üzerinde çalışıp not al ya da bazı problemlerin çözümünü formül şeklinde düşünerek pratik kazan.
Kendine İndex Kartlaı yap: Önemli kuralları ve konuları kısa kısa küçük kağıtlara yazıp sürekli yanında bulundur. Hiç ezberleyemem dediğin şeyleri bile bu şekilde tekrar tekrar bakarak ezberyeyip mutlu olacaksın.
Doğru Notasyonu Öğren: Genellikle hocalar senin kuralları doğru bildiğini düşünürler. Bazı hocalar da kötü yazıya not vermezler. Şekillerdeki simetrinin güzelliğinden dolayı simetri anlayışı gelişmiş hocalar cevap yanlış olsa bile cevaba puan verirler.
Grup Çalışmasına Gir: Özellikle sözel dersler olmak üzere grup halinde çalışmak genellikle daha iyidir. İnsanların olaylara bakış açısı farklı olduğundan senin için zor gibi görünen bir soru arkadaşın için zor olmayabilir ya da senin anlamakta zorluk çektiğin konuyu o daha iyi öğrenmiştir ve sana yardımcı olmasını istemelisin.
Tarihlere Dikkat et: Ödev teslim tarihlerini ve sınav tarihlerini mutlaka not et ve görebileceğin bir yere koy. Bu şekilde hem tarihi unutmamış olursun hem de motive olmu olursun.
Çalışma Zamanını Ayarla: Matematik çalışmak diğer derslere nazaran daha çok zamannını alabilir. Matematik ödevi genellikle beklediğinden daha çok zaman alır. Bunu aklında tutarak iyi bir zamanlama yapmalısın.
Her Dersten Sonra Ödevini Yap: Her dersten sonra ödevlerini yapmak için bir zaman belirle ve o gün verilen ödevleri bir önceki tavsiyeyi dikkate alarak planladığın zaman içerisinde yap ve realist ol. Zamanında çalışarak başarıya ulaşmak için temelini sağlamlaştırmış olursun. Bu şekilde o gün işlenen konuyu daha rahat kavrayabilirsin ve düzenli bir çalışma alışkanlığı kazanmış olursun.Son dakikaya kadar ödevi yapmak için bekleme. Son dakikaya kalman konuyu anlamamana ya da genellikle eksik ödev yapmana neden olur. Son dakika golüyle herzaman maçı almazsın.
Ödev yaparken Defter ve Kitabı Uzak tut: İlk birkaç soruyu çözdükten sonra notlarını ve kitabını bir kenara kaldır geri kalan soruları bu şekilde çöz. Unutma ki sınavda defterin ve kitabından ayrı kalacaksın ve bu şekilde çalışarak sınav için pratik yapmış olacak ve hız kazanacaksın.
Daha Çok Ödev Yap: Kendini sadece hocanın verdiği ödevlerle sınırlama ve daha fazlasını iste çünkü derste hoca sınıfın ortalamasına göre ödev verir ve temelde konuyu anlamanızı ister. Fakat senin konuyu anlayıp arkadaşlarına fark atman lazım. Bunu da ancak daha çok ödev yaparak başarabilirsin. Ne kadar çok soru çözersen o kadar başarılı olursun.
Pratik, Pratik, Pratik: Öğrendiğin matematik kurallarıyla ilgili olabildiğince çok pratik yap. Soruları çözmeyi anlamanın tek yolu o sorularla daha çok haşir neşir olmaktır, daha çok yakınlaşmkatır. Ne kadar çok çalışırsan sınav zamanında o kadar iyi olursun.
Çalışmaya Devam: Matematik soyut bilim olduğundan derste herşeyi anında kavrayamazsın. Birçok konuyu iyi anlayabilme için önceden çalışmalısın. Bu konuları anlamanın tek yolu eve gidip konu hakında biraz düşünmen ve konuyla ilgili soru çözmendir. Bu şekilde çalışarak başlangıçta tamamen anlamsız gelen konuları biraz sonra anlamaya başladığını ve o konunun ne anlama geldiğini göreceksin.
Eski Ödevleri ve Sınavları Sakla: “Sakla samanı gelir zamanı”. Ödevlerini hocadan geri alınca fırlatıp atma. Ödevler sınavlara hazırlanmak için çok iyi kaynaklardır. Kendi arşivinizi kendiniz yapın.
Kitaplarını Unutma: Eğer derste takıldığın bir konu varsa bir kitabın olduğunu unutma. Çünkü kıtabında sınıfta işlenen konuyla ilgili çözümlü örnekler ve sorulara ve konulara farklı bakışaçıları vardır.
Yardım İstemeyi Unutma: Eğer matematikle başın beladaysa karşında birçok çıkış yolu olduğunu unutma ve bu yollardan faydalanmayı bilmelisin. Arkadaşlarından yardım iste, hocanın yanına git, laboratuara git olmadı özel hoca tut. Kütüphaeye git farklı kaynaklardan bak. “İlim Çin’de de olsa gidip alın” Hz. Muhammed (SAV).
Doğru Düşün Kararlı ol: Herzaman yapabileceğinin en iyisini yap ki herşeyin iyisine ulaşabilesin. Sadece yeterli oldğunu düşündüğünle kalma. Eğer öyle kalırsan ve dikkatli değilsen bazı sorunlarla karşılaşabilirsin. Sen “yetrince çalıştım” dersin fakat sınava bir girersin çıkışın hiç de muhteşem olmaz ve dersten kalırsın.
Herzaman yapabileceğinin en iyisini yapmalı ve en iyi notu almayı hedeflemelisin.

NOT NASIL ALINIR?
Bu bölümde sınıfta iyi not almanıza yarayacak öneriler var.
Sınıfta Dinle: Sadece tahtada gördüğün herşeyi deftere geçirmekle uğraşma. Hiçbir hoca tahtaya yazdığı herşeyin deftere aynen geçirilmesini istemez. Hatta bazen önemli uyarılar sadece söylenir yazdırılmaz. Bu nedenle yazmanın yanında sınıfta konuşulanları dinleyebilmelisin.
Dipnotları, Açıklamaları Yaz: Derste hocanın anlattığı önemli açıklayıcı ayrıntıları not aldığından emin ol. Bunları genelde hocalar tahtaya yazmaz fakat bunlar belirli problemlerle karşılaştığında yapman gerekenler hakkında sana çözüm önerebilir ya da hocanın bazı sorular için önceden bildiğin ve kullandığın bir formul yerine başka bir yol göstermesi olabilir.
Önemli Formulleri Not al: Eğer hoca bir formul ya da düşünce üzerinde duruyorsa o formulu ya da bilgiyi mutlaka not al sonra sınavda çıkınca sürpriz olmasın. Hocalar eğer üzerinde fazla duruyorsa onu sizinle mutlaka birdaha karşı karşıya bırakırlar.
Hocanıza Soru sorun: Eğer anlamadığınız bir nokta varsa mutlaka sorun. Anlamadığın Konuları da not al: Eğer yazılan ya da anlatılan şeyi anlamıyorsan bile önemli formulleri not et daha sonra kitaptan bakıp ya da birilerine sorarak o konuyu öğrenebilirsin. Not alırken arada boşluk bırak. Konuyu anladıktan sonra birşeyler eklersin.
Notlarını Tekrar Gözden geçir: Mümkünse hemen o gün notlarına tekrar bakarak derste işlenen konuyu tekrayıp bilgini pekiştirip taze tut. Eğer biryerde yanlış yazmışsan hemen düzelt. Sınıfta yazmak için vakit bulamadığın şeyleri boş bıraktığın yerlere ekleyiver.
Düzenli tekrar: Belli aralıklarla oturup notlarını tekrar gözden geçir ki öğrendiklerini daha iyi kavrayıp öğrenebilesin. Unutma ki o bilgiler herhlükarda karşına çıkacaktır. Mümkün olduğunca erken öğrenmende fayda var.
YARDIM ALARAK ÇALIŞ: Matematikte zor durumda kaldığınızda hemen yardım alabilmek size başarıya ulaştırmada çok yardımcı olacaktır. Burada matematikte nerelerden ve nasıl yardım alabileceğiniz hakkında bazı bilgiler var.
Gerektiğinde anında yardım iste: Yardım istemek için son dakikayı bekleme. Problemlerle karşılaştığın anda yardım istemelisin. Matematiğin birikimle olduğunu hiçbirzaman unutma. Bu nedenle şu anda işlenen konuyu öğrenemediysen gelecekteki konuları da öğrenemezsin.
Sınıfta Soru sor: Bu sayede ihtiyacın olan yardımı birinci elden almış olur ve bu sayede öğrenme sürecince aktif rol almış olursun.
Ofis Saatlerinde Hocanın yanına git: Unutma ki hocaların ofis saatlerinin ya da rehberlik saatlerinin olmasının bir nedeni vardır. Git ve ya rarlan.
Grup Çalışması Oluşturun: Çoğu insanlar grup halinde çalışmayı severler ki bu hem zihinsel açıdan hem fiziksel açıdan sosyalleşmek demektir. Farklı insanlar olaylara farklı bakarlar ve bir problemi çözmede senin farkına varamadığın farklı bir yolu sana gösterebilirler.
Varsa laboratuvarı kullan: Eğer okulunuzda matematik laboratuvarı ya da araştırma odası varsa onu kullanın. Böylece bazı konularda pratik yaparak daha iyi öğrenebilirsiniz.
Özel öğretmen tut: Herzaman yardımına koşabilecek bir özel öğretmen tutabilirsin. Her okulda mutlaka ücret karşılığı özel ders verebilecek eğitmenler ya da öğrenciler vardır. Matematik hocalarınızın bu konuda genellikle size sunabilecekleri bir hoca listesi vardır ya da bu konuda kimlerden yardım alabileceğiniz hakkında sizleri bilgilendireceklerdir.
“Güzel” soru Sor: “Bu konuyu hiç anlamadım” ya da “ben mevzuyu kapamadım” demek yardım istemenin iyi bir yolu değildir. Çünkü bu senin tam olarak neyi anlamadığını göstermediği gibi muhtemelen sorduğun soruya cevap da alamazsın. Anlamadığın yeri spesifik olarak çok net bir şekilde sor. Açıl biraz, detaylara gir. Hoca senin neyi anlamadığını bir anlasın bakalım. Bu kadar anlaşılamayacak olan özel şey neymiş bakalım?
Çoğu hocalar ayrıntılı olarak sormadığın soruyu cevaplamazlar. Tamam konuyu anlamamış olabilirsin ama mutlaka hocana “güzel” bir şekilde sormalısın. Eğer bir derdin varsa anlatmalısın. Konuyu mu beğenmedin? Konuya yabancı mı kaldın? Başlangıçta mı yoksa sonda mı sorunun var? Verilen konuyla sorulan sorular arasında bir bağlantı kuramıyor musun?
Konuyla İlgilendiğini Göster: Yardım alırken herzaman emin ol ve o zaman kadar konu üzerinde çalışmışsan bunu yardım istediğin kişiye anlat. Bu sayede yardımcın tam olarak sorununun ne olduğunu daha rahat kavrayacak ve sana daka kısa sürede çözüm bulacaktır.
Eğer öncelikle kendin bir soru üzerinde hiç kafa yormamışsan emin ol sana kimse yardım etmeyecek. Azda olsa konuya bakman lazım. Eğer soruya nasıl başlayacağını bile bilmiyorsan o zaman eski ödevlerini yanında götür. Belki orda bir hata yapmışsındır. Tekrar ediyorum matematik ancak birikimle olur. Bu iki şeyi başarıyla sonuçlandırır: Birincisi, yardımcına konuyla ilgili yaptıkların hakkında bilgi verecektir, ikincisi, nerelerde hangi hataları yaptığını ve bunlarla nasıl mücadele ettiğini hocan görecek ve senin için farklı stratejiler geliştirmeye vesile olacaktır.

ÖDEV NASIL YAPILIR?
Bu kısımda ödev yapmakla ilgili bazı genel yöntemler vardır. Birsonraki kısımda ödev olarak verilen problemler hakkında olacaktır.
Ödevin Veriliş Amacını iyi Anla: Hocalar hayatını karartmak, dünyanı başına yıkmak için ödev vermezler (bazıları veriyor olabilir! Ama geneli vermez). Ödevler sınıfta işlenen konuyu öğrenmen, pekiştirmen, problem çözebilme yeteneğini geliştirmen ve kavramlar arasındaki ilşkilendirmeleri daha net görmen için verilir.
Matematik öyle herkesin derse gidip sadece sınıfta hocayı dinleyerek anında herşeyi otomatik olarak öğrenilebileceği bir ders değildir. Tüm öğrenciler matematiği anlamaya başlamak için çaba göstermek zorundadırlar. İşte bu noktada ödevler devreye giriyor. Ödevlerde konuyu anlamaya başlamak için size genelde çeşitli problemler, sorular verilir.
Hoca problemleri tahtada çözerken kolay gibi görünür ama aslında hiç de öyle değil. Eğer konuyu tamamen anlamamışsan ve ödevlerini yapmamışsan tabiiki sınavada çıkacak soruları da çözemezsin.
Ödevin ne olduğu net olarak öğren: Bu çok saçma bir öneri olarak görünebilir fakat verilen ödevin ayrıntılarını ve veriliş tarihini doğru yazdığından emin olmalısın. Bu genel olarak öğrencilerin sıklıkla yaptığı bir hatadır.
Ödevi Tam olarak ve seri bir şekilde yap: Ödevi olabildiğince dersten sonra en kısa sürede bilgilerin tazeyken yap. Ödevi yapmak için son dakikaya kadar bekleme çünkü hocanın ödev hakkında sınıfta söylediği şeyleri yazmamışsan unutursun. Bazen hocanın derste ödev hakkında söylediği şeyler anlamsız gelebilir fakat ödevi yapma zamanı geldiğinde hocanın dediklerinin ne işe yaradığını göreceksin.
İyi organize ol: Ödevi yapmaya başladığında sana lazım olacak kitap, defter gibi bütün metaryallerin yanında hazır olduğundan emin ol.
Tekrar et: Konuyu iyi anladığından emin olman için konuları teker teker tekrar gözden geçir ve hocanın konuyu iyi anlamanız için çözmüş olduğu bütün örneklere tekrar bak. Bu şekilde konuyu deftere geçirirken ya da hocanın konuyu anlatırken yapmış olduğu hataları görüp düzelteceksin. Çözümlü örneklere iyice bakıp birazda eleştirel düşünerek varsa kitaplardaki hataları d bulup düzeltebilirsin.
Şimdiye kadar matematik öğrenen öğrencilerin önünde gördüğüm en büyük hatalardan biri ders notlarını bir kenara atıp unutmalarıdır. Öğrencilerin çoğu gördüğüm kadarıyla bir soruya bakar çözemezse hemen pes eder ve bir sonraki soruya geçer. Bu yöntem sınavlarda uygulanmalıdır fakat ödev yaparken kullanılamaz. Çünkü ödev yaparken genellikle bir zaman ve kaynak sınırlaması yoktur. Hemen deftere, kitaba bakıp benzer soruların nasıl çözüldüğüne göz atıp soruyu çözmeye nereden başlayacağını göreceksin ve o sorunun abartılalacak kadar zor olmadığını da göreceksin!
Talimatları oku/takip et: Hem ödevi yapmada hem de soruları çözerken yapılması gerekenleri iyi okuyup takip ettiğinden emin olmalısın.
Açık ve net ol: Temiz ve anlaşılır yazdığından emin ol. Bu şekilde hem hoca ödevini değerlendirirken zorluk çekmez ve aleyhine davranır hem de sen sınavlara hazırlanmak için ödevlerini tekrar gözden geçirdiğinde işin kolaylaşır.
Bildiğin Herşeyi Göster: Yapabildiğin herşeyi en iyi şekilde kağıda döktüğünden emin ol. Sadece sorunun cevabını yazmakla yetinme. Zaten hocaların çoğu hiçbir çaba gösterilmeden çözülmüş veya sadece cevabı verilmiş sorulara tam puan vermezler. Ayrıca, bazı adımlalrı atlayıp sonuca varayım diye düşünme. Unutma ki hocalar senin beynini okuyabilecek makineler değildir; 1. adımdan 3.adıma nasıl geçtiğini bilemezler. Dolayısıyla 2.adımı da göstermen lazım. Ayrıca 2.adımda bir hata yapmış olabilirsin. Eğer hoca 1.adımdan 3.adıma nasıl geçtiğini göremezse direkt puanını kırar. Eğer 2.adımı da yazarsan sadece yaptığın hatalardan dolayı puanın kırılır. Bu şekilde bütün adımları yazarsan sınavlara hazırlanırken kendin de rahat edersin.
Ödevini Kontrol et: Ödevini yaparken bitirdiğin kısımlara sonradan tekra göz at; bazen basit aritmetik hataları ya da işaret hatası yapmış olabilirsin.
SORU NASIL ÇÖZÜLÜR?
Önceki kısımlarda ödev hazırlarken nelere dikkat etmen gerektiği konusunda birkaç öneri almış oldun. Fakat bu kısımda biraz daha özele inersek soru çözme konusunda öneriler alacaksın. Dikkatini çekmiştir bazı öneriler çok önemli olduğu için birden çok kısımda yer almıştır.
Soruyu oku: Senden ne istendiğini anlayabilmek için soruyu okumalısın. Çünkü sorulardan puan alamamanın temel sebebi sorudaki temel düşünceyi okuyup anlamamandan kaynaklanıyor. Öğrencilerin çoğu soruyu hızlıca okuyup geçer, okudukları yerleri anladıklarını ve kendilerinden isteneni anladıklarını farzederler.
Soruyu Tekrar oku: Şimdi senden ne istendiğinin farkındasın ve soruyu tekrar oku. Bu sefer sana verilenleri ve istenenleri not et. Ayrıca soruda isteneni net olarak aladığından emin ol. Soruyu anlamak soruyu çözmenin %75 ini oluşturur.
Senden İsteneni açık bir şekilde not et: Sorunun üstünde karalama yapabilirsin. Verilenler üzerinde istenenleri açık açık not et.
Verilenleri Açıkça yaz: Açık birşekilde sana verilen bütün bilgileri biryerlere yaz.
Şekil çiz: Eğer gerekiyorsa hemen bir şelil çizip verilenleri ve istenleri şekil üzerinde not et. Şekiller genellikle sana soru çözme tekniğini gösterirler. Bu nedenle soru çözmek için şekil çizmeyi alışkanlık haline getirebilirsin.
Plan Kur: Soruyu çözebilmek için ihtiyacın olan bilgileri açıkça not et. Sana gereken formulleri hatırlamaya çalış ya da kitap veya defterden bul. Sorunun cevabına seni ulaştıracak ara adımları çok iyi görebilmelisin.
Benzer Sorular Çöz: Eğer soruyu çözemiyorsan hemen o soruya benzer fakat daha basit bir soruyu bulup onu çöz ya da nasıl çözülmüş onu öğren. Bu kolay soruyu çözdükten sonra geri dön ve sana verilen soruya verdiğin çözümle adım adım karşılaştır.
Planı çalıştır: Planı tamamladıysan hızlıca yaz çiz ve cevabı bul.
Çözümünü kontrol et: Bulduğun cevap istenen şekilde mi? Cevabın sana bir anlam ifade ediyor mu? Eğer yapabiliyorsan cevabı alp problemde yerine koyup sağlamasını yap.
Soruya tekra dön: Doğru olduğunu düşündüğün cevabı bulduğun anda soruya geri dön. Problemde kullanılan formulleri, fikirleri ve metodları belirle. Bu fikirlerin, formullerin ve metotların neden bu sorud akullanıldığını anlamaya çalış. İleride karşına çıkacak benzer soruları çözebilmek için bu tip sorulara ait özel özellikleri, ipuölarını not et.

EĞİTİMDE BÜYÜK ADIM

sinavdonemi - -
Derslere Yardımcı site www.sinavdonemi.blogspot.com